Kintsugi / Psikanalitik Psikoterapi

Kintsugi, “kin” altın ve “tsugi” birleştirmek kelimelerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmış tarihi 15. yy’a dayanan bir Japon tamir sanatıdır. Bu kelime parçalara ayrılmış eşyaların altın kullanılarak bir araya getirildiği anlamını taşıyor. Böylece kırılmış olan nesnelere yeni bir anlam ve amaç kazandırılıyor.

Psikoterapi sürecini belki de en güzel sembolize eden sanat dallarından biri kintsugi. Bir insanın ruhsal süreçlerinde yaşadığı ketlenmeler, duraksamalar, semptomlar, hasarlar o kişinin iç dünyasında kaotik bir hal yaratır. Duyguların, düşüncelerin, anıların, arzuların, düşlerin, düşlemlerin kırılıp dökülmesi ya da dağılması psikoterapi ilişkisi içerisinde tekrar ele alınarak yeni bir inşa sürecine ön ayak olur. Bu ruhsal yolculukta anlamlandırılmaya çalışılan ruhsal malzemeden geriye bazı izler kalır. Kişi artık hem eskisi gibidir hem de o halinden bir hayli farklılaşmıştır.

Bizi bütün kılan çatlaklarımız, yaralarımız, kusurlarımıza temas edebilmek, bu izleri gizli köşelerinden çıkarıp görünür hale getirebilmek, işleyebilmek, anlamlandırıp yola devam edebilmek iyi bir psikoterapi sürecinin habercisi denebilir. Dağılan parçaları yapıştırmak, kolay olmasa da, zaman içerisinde terapötik ilişkinin iyileştirici işleviyle kintsugi sanatındaki altın gibi bir arada tutmaya olanak tanıyabilir. Ruhsal dünyamızı oluşturan parçalar kaybedilmeden taşınmaya, izler takip edilip dönüştürülmeye ve kendi hikayemizi sahiplenmemize imkan sağlayabilir.

#psikanalitikizler